Brisbane'daki bir camiye sesli tehdit mesajı bırakıldı, Müslüman gruplar polisin zanlı hakkında neden daha ciddi suçlamalarda bulunmadığını sorguluyor
MÜSLÜMAN gruplar, Brisbane'daki bir camiye Müslümanlar'ı öldürme ve binayı yakma tehdidinde bulunulan bir sesli mesaj bırakılması olayında, zanlı hakkında neden daha ciddi suçlamalar yapılmadığını sorguluyor.
Brisbane'ın güneyindeki Kuraby Camisi'nin telefonuna pazartesi günü bırakılan 57 saniyelik mesajda, bir kişi Müslümanlar'ı "terörist" olarak tanımlıyor ve onları öldürme yemini ediyor.
"Dinle seni kahrolası Müslüman pislik, kahrolası Avustralya'ya ait değilsin. Öyleyse ne olacak, hepinizi öldüreceğim" diye başlayan sesli mesaj şöyle devam ediyor:
"Burası beyaz ırkın ülkesi ve sen kahrolası camilerini Avustralya'nın her tarafına inşa edebileceğini düşünüyorsun, defolup git. Onları yakacağım. Bu dünyadaki tüm Müslümanlar'ı öldüreceğim. Sizi kahrolası keçi pislikleri. Sizi terörist pislikler."
Salı günü Queensland Polisi, terörle mücadele dedektiflerinin 30 yaşındaki bir kişiyi evinde tutukladığını ve zanlıyı "bir telekomünikasyon hizmetini tehdit etmek, taciz etmek veya suç işlemek için kullanmakla" suçladığını bildirdi.
Kefaletle serbest bırakılan zanlı 31 Ekim'de Brisbane Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak. Bir polis sözcüsü, "topluma yönelik devam eden bir tehdit olmadığını" söyledi.
Queensland'daki Müslüman gruplar, zanlı hakkında daha güçlü suçlamalar yapılmaması ve kefaletle serbest bırakılması karşısında şok olduklarını ifade etti.
Queensland Muslim Inc'in Başkanı Habib Jamal, sesli mesajın camideki yönetici, personel ve gönüllüleri sıkıntıya soktuğunu belirterek, mesajdaki şiddet içeren tehditlerin neden terörizm olarak kabul edilmediğini ve daha ciddi suçlamalar yapılmadığını sorguladı.
Jamal, “Bu hareket toplumumuza yönelik bir psikolojik şiddet eylemiydi. Ciddi caydırıcılık, toplumun korunması ve kişileri şiddet içeren inançlardan uzaklaştırmak için önlemler olmalıydı. Ancak bunların hiçbiri polis tarafından yapılan suçlama altında mümkün görünmüyor” dedi.
Jamal ayrıca, bu durumun genç Müslümanlar'a polis tarafından nasıl davranıldığı ve terörle mücadele yetkilileri tarafından rutin olarak suçlanmasıyla büyük ölçüde tezat oluşturduğunu söyledi.
Avustralya Müslümanları Savunma Ağı sözcüsü de yaptığı açıklamada, sesli mesajda kullanılan dilin beyaz üstünlükçü ve ırkçı milliyetçi hareketlerin görüşünü yansıttığını söyledi.
Açıklamada, "Avustralya tarihinde on yıldan fazla bir süredir beyaz üstünlükçü faaliyetin yetersiz bir şekilde suçlandığını gördük. Terör yasası toplumun bir kesimi için kullanılırken diğeri için kullanılmadığında ve bir toplumu değil diğerini korumak için kullanıldığında, yıkıcı bir etkisi oluyor” denildi.
11 Eylül'ün ardından da hedef alınmıştı
Brisbane İslam Koleji Başkanı Ali Kadri ise cami yönetiminin ve personelin mesajı dinlediğinde "paniğe kapıldığını ve korktuğunu" belirterek, geçmişte Queensland'daki camilere yönelik tehditler yapıldığında yetkililerin buna daha geniş bir polis varlığıyla karşılık verdiğini söyledi.
Kuraby Camisi'nin 11 Eylül 2001 tarihinde New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik saldırıların ardından bir kundaklama saldırısına hedef olduğunu hatırlatan Kadri, bu olayın toplumun hafızasından hala silinmediğini kaydetti.
Kadri, "Son tehdide, özellikle Eylül 2001'de yakılan Queensland'ın en büyük camilerinden birinin hedef olması Müslüman toplumu çok daha fazla rahatsız eden ve korkutan bir durum. Bu camiye yönelik saldırılarla ilgili bir tarih var ve aradan yirmi yıl geçmesine rağmen insanların aklının bir köşesinde bu yatıyor" dedi.